Canlı organizmaların hayatta kalabilmek için nefes almaları gerekir. Biz ve tüm organizmalar hayati fonksiyonlarımızı yerine getirmek için oksijen gazına ihtiyaç duyarız ve bu gazın vücuda verilmesinin kesilmesi bu bedenin ölümüne ve bu organizmanın ölümüne neden olur. Solunum, oksijenin vücut tarafından atmosferden solunduğu ve karbon dioksitin vücuttan atmosfere salındığı iki süreci içerir. Bu nedenle soluma, havadan oksijen almak anlamına gelir ve ekshalasyon, atmosfere karbondioksit salmak demektir. Bu operasyonlar vücuttaki akciğerler (Akciğerler) tarafından gerçekleştirilir.
Pulmoner Havalandırma, solunum ve ekshalasyon süreçleri yoluyla akciğerler ve hava arasında gaz alışverişi anlamına gelir. Pulmoner ventilasyon hızı dakikada litre olarak ölçülür. İnhalasyon işlemi sırasında akciğer boşluğunda ve genişlemede bir artış ile birlikte torasik boşluğu genişletir ve bu da akciğerlerde basınçta bir azalmaya yol açar ve böylece akciğerlere hava çeker. Ekshalasyon işleminde, kaburgaları kaldıran kaslar diyaframla birlikte gevşer ve kaburga kafesinde bir azalmaya ve böylece akciğerler üzerinde baskıya yol açar, bu da havanın vücuttan dışarı çıkmasını sağlar.
Bu nedenle, pulmoner ventilasyon süreci, canlıların nefes alamadığı ve bu nedenle yaşayamayacağı canlı organizmaların hayatı için çok önemlidir. Solunum, pulmoner ventilasyon ile birlikte bir dizi başka operasyonu içerir. Solunum süreci, biri inhalasyon sürecinden sorumlu ve nefes vermekten sorumlu solunum merkezleri içeriyorsa beyin tarafından düzenlenir. Bu merkezler ayrıca, beyindeki solunum merkezlerini etkileyen ve uyaran kimyasal reseptörlerin bulunduğu kandaki oksijen, karbondioksit ve pH seviyesinden ve konsantrasyonundan da etkilenir. Üzüntü, gerginlik, neşe ve diğerleri gibi psikolojik durum da dahil olmak üzere nefes alma sürecini etkileyen başka faktörler de vardır ve ayrıca nefes alma ve diğerlerinin gönüllü kontrolü de vardır.