Diyabetin dünyadaki en yaygın kronik hastalıklardan biri olduğu, antik çağlarda keşfedilen bir hastalık olduğu, bu hastalığın keşfinin hikayesi ve nasıl keşfedildiği biliniyor?
Aniden keşfedildi mi veya birkaç çalışma ve adımın bir sonucu mu oluştu? Bu soruları cevaplamak için, eski Mısırlılarda ve Ebers’te, diyabet de dahil olmak üzere çeşitli tıbbi konularla ilgili en eski bilimsel el yazması olan hastalıkların bazı belirtilerinin belirtildiği firavunlar dönemine geri dönelim. Bu zaman diliminden Hintliler Ayrıca, bazılarının diyabetli hastanın idrarına ve Yunan uygarlığı için karıncaların çekiciliğine dikkat çektiği bu hastalığın semptomlarını biliyorlar, susuzluk ve diğer gibi diyabet belirtileri olmuştur. şiddetli ve daha sonra Abu Bakr al-Razi ve İbn Sina dahil Müslümanlar geldi ve hastalığın daha doğru bir tanımını yaptı ve davanın devamına devam etti. Uzun zaman önce, hastalığın bazı belirtileri yüzyıllarca, zamana kadar biliniyordu. bilim adamları zihinlerini diyabet olarak değiştirdiğinde ve dünya hastalığın gerçek bir karakterizasyonuna yaklaşmaya başladı. Bu, 1855’te glikojeni keşfeden Claude Bernard ile başlamıştı, Hastalıkla ilgili daha fazla araştırmanın kapısını açarken Claude, pankreas rezeksiyonu gibi hayvanlarda hastalık hakkında birçok araştırma gerçekleştirdi ve gizli bir maddeye ulaştı (daha sonra keşfedildi) pankreasın kan şekerini düşürmekten ve salgılamaktan sorumlu olduğunu.
1869’da araştırma yeni bir dönüm noktası başlattı. Paul Langerhanz, Langerhans Adaları olarak adlandırılan pankreasta farklı hücrelerin varlığını keşfetti, ancak Paul bu hücrelerin işlevini doğru bir şekilde belirleyemedi.
1889’da Oscar Minkowski ve Joseph Mehreng, bazı köpekleri test ettikleri ve yüksek kan şekeri gözlemledikleri diyabet ve pankreas arasındaki güçlü ilişkiyi vurguladılar. Önceki araştırmalara dayanarak, iki bilim adamı Langerhans adalarının kan şekeri seviyelerini kontrol eden bir madde ürettiğini doğruladı.
Bu hastalık tarihindeki en önemli günün, 6 Mayıs 1921’de Kanadalı bilim adamı Frederick Banting tarafından insülin keşfi olduğu, burada insülin keşfinin kısmi hastalığın tedavisinde önemli bir faktör olduğu ve daha sonra insülin çıkarılmaya başladığı Düşük kan şekeri ilaçlarının 1955’te ortaya çıktığı ve dünyanın hala hastalık için radikal ve kesin bir tedavi aradığı yer.