Alkolsüz içecekler
Sözde alkolsüz içecekler, 1886’da, bir meşrubat tarifi hazırladığında John Bamberton adlı Amerikalı bir eczacı tarafından icat edildi ve sonra ilk içecek sadece Amerika’da olmayana kadar Amerika’da içeceği tanıtmaya başladı. ama aynı zamanda tüm dünyada, Bu içeceklere daha fazla insan bağımlı olmasına rağmen, risklerinin daha fazla farkındalar, ancak bunu yapmaya devam ediyorlar. Size çok fazla içmenin sağlık hasarını göstereceğiz.
Alkolsüz içeceklerin zarar görmesi
- Obezite ve aşırı kilo: Alkolsüz içecekler, yüksek oranda şeker içerdikleri için ağırlıkta önemli bir artışa neden olur.
- Karaciğer hasarı: Tüketilen alkolsüz içeceklerin miktarı, özellikle de karaciğer sirozu arttığında, çeşitli karaciğer hastalıklarının görülme sıklığı artar. Birçok çalışma, alkolsüz içeceklerin neden olduğu hasarın alkolün neden olduğundan daha yüksek olduğunu göstermiştir.
- diş çürüğü: Alkolsüz içecekler, bir grup asit ve şeker içerdiğinden, dişlerin dış emaye tabakasını erittiği için ağız ve dişlerde, özellikle diş çürüklerinde birçok soruna neden olur.
- Böbrek hastalığı: Tüketilen alkolsüz içeceklerin oranı arttıkça, idrar kompozisyonunu değiştiren yüksek oranda fosforik asit içerdiğinden, böbrek hastalığı, özellikle çakıl olasılığı artar.
- diyabet: Obezitenin önemli bir nedeni olduğundan, diyabete yol açar, çünkü vücuttaki tüm şekeri yakmak için yeterli insülin salgılanmasında pankreasta çalışmayı zorlaştırır.
- Mide: Enfeksiyöz meyve sularının çıkışı ve yemek borusunun aktarılması sonucu midede güçlü bir tahriştir. Kişi ek gazlı içecekler yerken, midede asitlikte bir artışa ve bu nedenle daha fazla kramp ve çiziklere neden olur.
- Osteoporoz: Kandaki fosfor oranının arttırılmasının, içindeki kalsiyum oranını azalttığı bilinmektedir; bu nedenle alkolsüz içecekler içerken veya içerken, vücuttaki kalsiyum oranını azaltır ve fosfor oranını arttırır, böylece kırılganlık, incelik ve zayıflık gibi kemik problemleri riskine karşı daha savunmasız hale gelir.
- Hipertansiyon: Alkolsüz içecekler kanın viskozitesini ve asitliğini arttırdığından, vücudun bağışıklığını zayıflatır ve farklı hastalıklara daha fazla bulaşır.